Robotlar sonumuz mu olacak? Cep telefonları bizi nereye götürüyor? Google her şeyi biliyor mu? Uygulamalar bizi ne kadar tanıyor? Aklımızda deli sorular, dilimizde yarım cevaplar var.
Facebook bizi arkadaşlarımızla bağlıyor, LinkedIN iş fırsatları sunuyor, Instagram bizi görünür kılıyor, Faladdin falımıza bakıyor, Google aradığımızı buluyor, WhatsApp iletişimizi sağlıyor,Getir her şeyi ayağımıza getiriyor. Hepsi bizim için dünyayı kolaylaştırıyor. Mail adresi almak için ufak birkaç bilgi vermemiz yeterli, Twitter üyeliği için de. Hatta para kazandıran yarışmalara telefon numaramızı vermek yetiyor. Verdiklerimizle aldıklarımız gayet adil görünüyor gözümüze ama sizce sadece bunları mı veriyoruz?
Çevrimiçi dünyada dev çiftçiler var. Bu çiftçilerin mahsülü bizim verilerimiz. Ne kadar çok bilgiye sahiplerse o kadar lezzetli meyveler yetiştiriyorlar. Adımız ve soyadımız bu veri dünyasının samanı gibi, diğer tarafta ise çilekler var: tüketim algoritmamız. Tüketim algoritmamız tümüyle bu veri çiftçilerinin elinde ve bunu şimdilik sadece reklamlarla para kazanmak için kullanıyorlar. Bizim kişiliğimizi, eğilimlerimizi, bakış açımızı ve tüm alışkanlıklarımızı, dişimizin çürüğünü, kulağımızdaki iltihabı her şeyimizi kayıt altında tutuyorlar. Bu verileri bizi yönetmek/yönlendirmek adına kullanmaları ise artık bir teknoloji sorunu değil, sadece etik sorunu.
Dünyanın sonunu robotların getireceğini sanmıyorum ama bildiğimiz insanlığın (özgür irade, karar bilinci) sonunu paylaştığımız verilerin getireceğini söyleyebilirim. Elimizdeki telefonlara günde ortalama 4 saatimizi ayırıyoruz, şimdiden bizi yönettiklerini şu anda baktığınız mavi ekrandan görebilirsiniz.