World Marketing Summit 2018 Haliç Kongre Merkezi'nden rüzgar gibi geçti. Gidemeyenler ve tekrar üzerinden geçmek isteyenler için notlarımı aktarmak istiyorum:
Kotler artık tam bir etik adamı olmuş. Zirvenin onur konuğu, baş tacı tabii ki Philip Kotler idi. Panelleri yönlendiren, yeri geldiğinde yöneten, görüş bildiren her konuda sorular soran Kotler, yeni kitabı Brand Activism üzerinden yaptığı sunumda, şirketler için 2 önemli değeri gözler önüne serdi: Hayranlık oluşturan markalar yaratmak ve kamu/sosyal fayda yaratan marka olmak. Gelişmek, büyümek, iz bırakan marka olmak için bu noktaların artık zorunluluk haline geldiğini belirten Profesör, "Marka oluşturmak, bir isim bulmak değil; bir amaç ortaya koymaktır" sözleriyle akılda kaldı. Panellerde de ahlakçı tutumunu sürdüren Kotler, 'GSMH artıran sistemin işini yaptığını fakat büyüyen ekonomilerin kaymağını zenginlerin yediği bu ortamın çok sürdürülebilir olmadığını' anlattı. Toplumsal refah için şirketlerin pay ayırması gerektiğini' de sözlerine ekledi.
Nöro - Pazarlama geleceğin önemli bir parçası değil, ta kendisiymiş. Zirvenin en ilginç içerikli sunumu Prof. Moran Cerf tarafından yapıldı dersem, abartmış olmam sanırım. Yakın zamanda biten deneyler ile sürdürdüğü nörolojik araştırmalardan bazı noktaları aktardığında dinleyicilerin tüyleri diken diken oldu. Reklam içeriklerinin erkek ve kadın beyninde an be an ilgi noktalarını nasıl etkilediğini gösteren deneylerle, zihnin şifrelerinin artık gizli olmadığını ortaya koyan Cerf, bu şifrelerle uyaranlar gönderdiklerini, böylelikle artık zihni istedikleri gibi yönlendirip, tercihlerin uykudayken bile yönetilebildiğini anlattığı sunumda hepimiz donakaldık. Moran Cerf şu sözlerle sunumunu noktaladı: "Zihin programlanabilir bir şey. Siz onu programlamazsanız, başkaları sizin zihninizi programlayacaktır."
Big Data yerini Small / Smart Data'ya bırakıyor. Sunumunu çok dolu bir içerikle ama deyim yerindeyse ilgi katili bir powerpoint ile gerçekleştiren Prof. Luiz Moutinho her tarafımızın bilgi dolduğunu ama artık taştığını, böylelikle amacını kaybettiğini gözler önüne serdi. Teknolojinin her anlamda Big Data'yı beslediğini, tüm verilerin ise yapay zekayı oluşturduğunu aktaran Moutinho fazla bilginin göz çıkardığını şu sözlerle ortaya koydu: "fazla bilgi karar verme sürecini daha iyi ve etkili yapmıyor, tam tersi karmaşıklığa yol açarak süreci baltalıyor. Artık devir küçük ve akıllı verilerin devri." Tüketicilerin çok ciddi veri sağladığını buna karşın çok az talep ettiğini öne süren Profesör özellikle şu sözleriyle aklımda kalacak: "Veriyi sana ben sağlıyorum, ya bana istediğim ürünü ver, ya da bana ödeme yap"
AIDA öldü, yaşasın ASIDAS. Panellerin ilkinde konu 'geleceğin pazarlaması'ydı. Konuşmacılar Kotler, Prof. Dominique Hanssens ve rof. Marc Oliver Opresnik konuya dair önemli görüşler paylaşırken özellikle 2 konu aklımda kaldı. Birincisi modern pazarlamanın kilit noktasının artık STP (Segment Targeting Posistioning) olduğu gerçeği, ikincisi ise önümüzdeki 10-15 seneye damga vuracak kodun ASIDAS olmasıydı. Görüşün açılımı ise şöyle: Pazarlamanın önemli kodlarından AIDA (Attention - Dikkat, Interest - İlgi, Desire - Tutku oluşturmak , Action - Harekete Geçirmek) noktasından ASIDAS (Attention - Dikkat, Search - Aramak, Interest - İlgi, Desire - Tutku oluşturmak , Action - Harekete Geçirmek, Share - Deneyimini Paylaşmak) noktasına evrilmiş durumda.
Diğer panel ve sunumlar İstanbul2un markalaşması ve İstanbul'dan bir dünya markası çıkarılması üzerineydi. Bu sunumlarda İlber Ortaylı'nın 'neden marka şehir oluşturamadığımızı' belirttiği konuşması dinlenmeye değer, Kotler'in 'şehirlerin yönetimini yapan kişilerin aynı zamanda pazarlamayı bilen kişiler olma zorunluluğuna' dair tespiti ise bence oldukça yerindeydi.
2019 World Marketin Summit nerede olur, görür müyüz bilemem ama bildiğim şey bu tarz etkinliklerin kesinlikle hem nicelik hem de nitelik olarak artması gerektiği. Ticarete yol gösteren ve ilham verici etkinlikler gelişime ön ayak olacaktır.