Hayatımız yaptığımız seçimler ve onların açtığı yolda karşımıza çıkan fırsatlar; o fırsatlar üzerinde yaptığımız tercihler ve onlara göre açılan diğer fırsatlar gibi bir döngüyle şekilleniyor. Buradan bakmaya başladığımızda, zamanımızın ve hayatımızın efendisi bizleriz.
Kişisel hayatımızın her alanında, özellikle de iş yaşantımızda her gün yeni fırsatlarla karşılaşırız. Birçoğunu göremediğimizden, bir kısmını ise risk faktörü nedeniyle değerlendirmez, rutinmizle devam ederiz. Kaçırma ihtimalimiz olmayan tek fırsat vardır, vazgeçmek. Vazgeçmek her zaman elimizde olan bir seçenek olmasına karşılık, öncelikle bu seçeneği değerlendirir, ilk hatayı gördüğümüzde oyundan çıkarız. Fakat büyük iş dehaları bu konuda farklı düşünürler. Mesela, Henry Ford: "Hata, yeniden başlamak için bir fırsattır, hem de daha bilge şekilde" der.
Vazgeçmek, bir zincirleme davranışı beraberinde getirir. Birinci vazgeçiş, benzer ikinci durumda öğrenilmiş olarak tekrar eder. İşyerinde müdürünüzle geçinemeyip işi bırakırsınız. Bu durum sizi, ikinci işyerinde müdürünüzün davranışlarına karşı daha hassas yapar. Böylece ikinci işinizi daha erken şekilde bırakmanıza neden olabilir. Zamanla "tüm müdürler böyle" şeklinde öğrenilmiş bir önyargıya sahip olursunuz. Oysa ki geçinemediğiniz durumda işi bırakmak yerine karşınızdakini daha iyi anlamaya, işinizi sürdürerek sorunları çözmede daha fazla deneyim kazanmaya çalışırsanız, bir sonraki iş yerinde en azından daha bilge ve sabırlı davranabilirsiniz.
Fotoğrafta gördüğünüz kişi sonsuza kadar dağın tepesine taşı yuvarlamaya mahkum edilmiş Sisyphos. Vazgeçme şansı olmadığından hep daha ileriye taşı itmeye çalışıyor. Ona bahşedilmemiş olan vazgeçme lüksümüzü kullanmaya hep zamanımız var. Erken kullanmayalım bence.