Kurumsal deyince aklınıza ne geliyor? Bu kulak tırmalayıcı kelimeyi bir de "kurumsallaşma" diye eklerle zenginleştirdikçe daha da itici gelmiyor mu? Hepimizin çokça kullandığı bu kelimenin kavramsal mı kurumsal mı olduğunu yazıyı okuyunca bir kez daha düşüneceksiniz.
Kurumsal deyince birçoğumuzun aklına büyük ofisler, bolca toplantı odası, çok farklı departmanlar, kamera sistemleri, raporlar, logolar ve diğer materyaller geliyor. Takım elbiselerin abiyelerle yarıştığı, müdürler dolaştıkça sıraya dizilmiş çalışanlar ve kariyer çılgınlığı ile dolmuş odalar görüyor kimileri de. İşte bu görüngülerin her biri ya da hepsiyle yüzleştikçe genel bir yanılgıya düşüyor, imaja odaklanıyoruz. İşte kurumsallığın sadece kavramsal kaldığı, bir kavramdan ibaret kaldığı yanılgı da bu.
Hayır!!
Kurumsallaşma yukarıda yazdıklarımın hiç biriyle açıklanacak bir kavram değil. Sadece iki kişinin çalıştığı, serbest kıyafetlerle işe gelinen, belli bir mesai zorunluluğu olmayan hatta abartırsak fiziki bir ofisi dahi olmayan kurumsal bir şirket biliyorum. Masasları, laptop çantasından ibaret olsa da düzenli bir sistem ve hedeflerle; doğru kontrol ve analizlerle ilerleyen, toplantı odası olarak kafe-restoranları kullansa da periyodik olarak verimli toplantılar yapan, her sene büyüyen,kazançlı bir şirket.
Kurumsallaşma büyümeye ve karlılığa yönelik bir araçtır.Ne zaman bu araç, bir amaca dönüşürse tehlike zilleri çalmaya başlar.
Kurumsallık sistemdir. Doğru işleyen, basit, bilimsel ve süreğen bir sistem kurduysanız, gerisi teferruattır.